İçeriğe atla

Anlamsal Açıklığın Önemi

Bilgisayar ile Diànnǎo - Dilde anlamsal açıklığın önemi

Yazıma Türkiye’deki ilk Bilgisayar Mühendisliği bölümü olan Hacettepe Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü’nün kurucusu ve bilgisayar, yazılım, bilişim gibi sözleri dilimize kazandıran Aydın Köksal’a ait bir anlatı ile başlamak istiyorum.

Köksal, teğmen olarak askerlik yaparken bir sunumunda memory yerine bellek sözcüğünü kullanmış, bir albay kendisine karşı çıkıp niçin bellek gibi bir “köylü” sözcüğünü hafızanın yerine kullandığını sorduğundaysa da “köylülere bile bunu anlatabilirsek o köylülerden mühendisler çıkar” yanıtını vermiştir. kaynak

İşte bize bilgi-sayar ve dian (elektrik) hao (beyin) sözlerini veren düşünce akımı olan anlamsal açıklık bundan başka bir şey değildir.

Anlamsal açıklığın ne olduğundan daha çok söz etmeden önce ne olmadığından söz edelim. Anlamsal açıklık çok oturgaçlı götürgeç, çatalbatmaz kaydırgaç gibi aşırı uzun, ucuz çeviriler değildir. Yine “yan” yerine “-gen” dediğimiz, bilindiğin ve kökü ayrıştırılabilir olanın yerine bilinmeyeni koyduğumuz bir gerileyiş de değildir.

Anlamsal açıklık, dilde bölümlerine kolaylık ile ayrıştırılabilen ve dilin matematiği ile pekiştirelebilen sözleri kullanmaktır. Ancak bunun sonucu olarak eğitim yerlerimizde çocuklarımza sözcükler değil bu sözcüklerin sonuçları öğretilebilecektir.

Örnek vermek gerekirse: İzotonik yerine eş basınçlı sözünü kullandığımız anda çocuklarımıza kitaplarda sayfalarca izotonik sözcüğünün anlamını anlatmamıza gerek kalmaz çocuklarımız da kafalarında bir kavramı pekiştirmek için öncelikle çevirisini düşünmeye gerek duymaz.

Bu aynı sözcüğün çincesi “Děng shèn de” (等渗的) sözcüğüdür.

Bu sözcüğe bakarsak (等 denk + 渗 sızmak + 的 sıfat yapan ek) biçiminde oluştuğunu görüyoruz. Akılcı bir çıkarım gibi gelmiştir diye düşünüyorum?

Peki, kağıt üstünde anlamları açık sözler çok daha başarılılar ancak bu bilimsel olarak bize nasıl sonuçlar gösterir dersiniz?

Şeffaf ve opak İngilizce bileşik sözcüklerin işlenmesi sırasında sözlüksel ayrıştırma ve anlamsal bütünleştirmenin faydaları ve maliyetleri başlıklı araştırmada (kaynak) anlamsal olarak açık tamlamaların hemen hemen her daim anlamsal olarak kapalı tamlamalara göre daha hızlı algılandığı bulunmuştur.

Çin’de yapılan ve göz takibi ile sözlerin çağrışım sürelerini kıyaslayan bu araştırma sözsel ve anlamsal olarak açık sözlerin (bilgisayar gibi) kapalı olan sözlere (komputır, computer gibi) kıyasla hemen hemen %100 daha yüksek bir doğruluk oranıyla çağrıştığını göstermiştir. (%54’e %26)

Bu bağlamda bulunuyor ki mide üşütmesi gibi tamlamalar Gastroenteritis gibi sözcüklerden daha kolay öğreniliyor, daha geç unutuluyor ve daha hızlı anımsanıyorlar.

Buradan yola çıkarak terim anlamlı sözcüklerin Türkçelerine karşın eğitimi ve öğretimi yavaşlattığını söyleyebiliriz ancak unutulmamalıdır ki kökleri unutulmuş ya da bilinmeyen Türkçe sözcükler, o kökler anlaşılana kadar eğitime katkı sağlamayacaklardır. Bu nedenle yapılması gereken dilimizdeki terimleri Türkçeleştirmek ve erken yaştan bu Türkçe çevirilerde kullandığımız köklerin günlük hayatta kullandığımız diğer sözlerle ilişkilerini çocuklarımıza aşılamaktır.

Eğitim iki şey arasında ilişki kurmaktır. Nasıl bölme işlemini pizza ve pastalardan öğrendiysek sözlerimiz aralarındaki ilişkileri de çocuklarımıza öğretip eğitimdeki sözlerin oluşturduğu körlük etkisinden kurtulmalıyız.

Unutmayınız, konuşmak düşünmektir ve umarım ki düşünceleriniz çeviriler ve terimler arasında yıpranmadan gün yüzü bulabilirler.

  • Uluğhan